- müzakere
- is., Ar. muẕākere
1) Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma
Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim.
- Atatürk2) Sözlü sınav3) Etüt, mütalaaBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
müzakere — (A.) [ ﻩﺮﮐاﺬﻡ ] görüşme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MÜZAKERE — Bir iş hakkında konuşmak, bir iş için önceden danışıp görüşmek. * Talebenin derse çalışması. (Bak: Münakaşa … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEDE-L-MÜZAKERE — Müzakere anında, konuşma sırasında … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
müzakere etmek (veya yapmak) — 1) bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunmak, oylaşmak 2) sözlü sınav yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHT-I MÜZAKERE — Konuşulmakta olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜZAKERAT — (Müzâkere. C.) Müzâkereler. Bir fikir hakkında karşılıklı görüşmeler. Bir arada muhtelif fikirleri beyan etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bilmüzakere — müzakere ederek; üzerinde görüşüp tartışarak … Hukuk Sözlüğü
Cyprus dispute — Cyprus This article is part of the series: Politics and government of Cyprus Constitution Cyprus dispute … Wikipedia
danışma — is. 1) Danışmak işi, müşavere, istişare, müzakere, meşveret Bu civarda her kim ki başı sıkışır, ona danışmaya gelir. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Danışılan yer, müracaat, enformasyon Aşağıdaki kapıcı soruyor, danışmadaki şişman kız soruyor. A. İlhan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
erteletim — is. 1) Resmî geciktirme, moratoryum Taraflar, Kıbrıs üzerindeki askerî uçuşlarda moratoryuma gidilmesini müzakere edecek. 2) ekon. Çok bunalımlı dönemlerde bir ülkede, bölgede, bir bölüm veya tüm borçlardaki ödeme zorunluluğunun geri bırakılması … Çağatay Osmanlı Sözlük