- nazikâne
- zf., Far. nāzukāne
İncelikle, saygıyla, nezaketle
Yakından tanıdığında çok nazikâne kapının yolunu gösterdi.
- C. Uçuk
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yakından tanıdığında çok nazikâne kapının yolunu gösterdi.
- C. UçukÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nâzikâne — (F.) [ ﻪﻥﺎﮐزﺎﻥ ] kibarca, nazikçe … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NÂZİKÂNE — f. Nazik kimseye yakışır şekilde, kibarlıkla, terbiyelice … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
lütfetmek — i, e, der, Ar. luṭf + T. etmek 1) Vermek, ihsan etmek, bağışlamak Okuduğumuz şiiri bana lütfeder misiniz? Y. Z. Ortaç 2) i Söylemek, bildirmek Adınızı lütfeder misiniz? 3) nsz İzin vermek, müsaade etmek Acep bir morsa daha lütfeder misiniz, gibi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜTEŞEKKİR — Şükreden, iyiliğe karşı nazikâne davranan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SİTEM — f. Haksızlık, zulüm. * Nâzikâne çıkışma. * Eziyet, cefa … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEBESSÜM — Gülümseme. Nazikâne ve dişlerini göstermeyerek gülme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELATTUF — (C.: Telattufât) (Lutf. den) Lütuf ve nezaketle davranma. Nâzikâne muamelede bulunma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELATTUFÂT — (Telattuf. C.) Nâzikâne muameleler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELATUF — (C.: Telâtufât) Nezaket ve lütufla hareket etme, nâzikâne muamelede bulunma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TERKİK — İnce ve nazikâne sesle anlatma, mânası kinaye yollu olma. * Tecvidde: Harfi ince okumak. * Bir kimseyi köle veya cariye etme. * Yumuşatma. * İnceltme. (Bak: Murakkik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük