nihayet

nihayet
is., Ar. nihāyet
1) Son

Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım.

- Ö. Seyfettin
2) zf. (ni'ha:yet) Sonunda

Uzun bir münakaşadan sonra nihayet işi şakaya dökmek zorunda kaldı.

- Y. K. Karaosmanoğlu
3) zf. -den başka bir şey değil

Ama bu, nihayet bir nüktedir.

- Y. Z. Ortaç
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • nihayet — (A.) [ ﺖیﺎﻬﻥ ] son. ♦ nihayet bulmak sona ermek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • nihayet vermek — 1) ilişkiyi kesmek, bir işi, alışkanlığı yapmaktan vazgeçmek Tekaüt olduktan sonra doktorlara inat, oburluğa, nargileye bir nihayet vermemişti. Ö. Seyfettin 2) bitirmek, tamamlamak, sonuçlandırmak Bu komediye nihayet vermek, buraya bir daha… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NİHAYET-PEZİR — Son bulan. Nihâyet bulur olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NİHAYET — Son, uç, son derece. * Çok …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NİHAYET-ÜL EMR — İşin nihayetinde, işin sonunda. Netice …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NİHAYET-ÜN NİHAYE — En sonunda. Akıbet …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NİHAYET-İ AZM — Kemik ucu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • GIBB — Nihayet, son, netice. * İki günde bir. Gün aşırı. * den, dan, sonra mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HİDAS — Nihayet, son, netice, bitim …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MAKSAR — Nihâyet, son, netice …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”