- noktalı
- sf.
Nokta konmuş olan, üstünde noktalar olan
Kırmızı noktalı basma.
Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kırmızı noktalı basma.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
noktalı delik — is., ği, biy. Trakeit hücreleri ile öz ışınların kesişme noktalarında bulunan ve yatay yönde besin suyu iletimini sağlayan geçiş yolu … Çağatay Osmanlı Sözlük
noktalı virgül — is., dbl. Bağımsız fakat mantık açısından birbirini bütünleyen cümleleri bağlayan noktalama işaretinin adı (;) … Çağatay Osmanlı Sözlük
RA-İ MÜHMELE — Noktalı ze den ayırmak için rı harfine verilen bir ad … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CEVHER — Bir şeyin özü, esası. * Kıymetli taş. * Çelik üzerindeki nakış. * Edb: Noktalı harf. * Yalnız noktalı harflerin ebcedîsi hesab edilerek yazılan manzum tarih. * Harflerin noktası. * Fls: Varlığı kendinden olan, var olmak için kendi dışında başka… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TARİH-İ MU'CEM — Bir mısra, beyit veya cümledeki noktalı harflerin ebced hesabı ile yekûnunun delâlet ettiği tarih. * Edb: Ebced hesabında noktalı harflerin hesap edilerek düşürülen tarih. Bir ilmi, müfredâtı ile belirten eser … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Sunay Akın — (born 1962, Trabzon, Turkey) is a Turkish poet, writer, TV host, and journalist. He is also a philanthropist and is the founder of Istanbul Toy Museum, a showcase of thousands of antique toys from around the world.Best known for his poetry, Akın… … Wikipedia
delik — is., ği 1) Dar, küçük açıklık İğne deliği. Burun deliği. 2) Dar, küçük çukur Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı. S. F. Abasıyanık 3) Küçük hayvan yuvası Fare deliği. 4) sf. Delinmiş olan Hangi evden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücevher tarih — is., ed. Divan edebiyatında, ebcet hesabına göre yalnız noktalı harfleri sayıldığında söz konusu olayın tarihini gösteren dize veya söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
noktalama işaretleri — is., ç., dbl. Cümle veya yan cümledeki türlü ögeleri birbirinden ayırmaya yarayan, nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru işareti, ünlem işareti, parantez vb. işaretler … Çağatay Osmanlı Sözlük
şube — is., Ar. şuˁbe 1) Bir kurumun, bir kuruluşun alt mevkilerindeki iş yerlerinden her biri Banka şubesi, askerlik şubesi. 2) Okullarda aynı düzeydeki sınıflardan her biri Üç günün içinde, ders verdiği üç şubeye de La Pipe Turque adlı parçayı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük