- aşikâre
- zf., Far. āşikāre
Açıkça, belli ederek, saklamadan
Kötülüğün aşikâre yapıldığını hiç gördün mü Ali ağa?
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kötülüğün aşikâre yapıldığını hiç gördün mü Ali ağa?
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
âşikâre — (F.) [ ﻩرﺎﮑﺵﺁ ] açık, belli … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
DUHAN-I MÜBİN — Aşikâre duman. (Bu duhan hakkında iki tefsir rivayet olunmaktadır. Birisi: İbn i Mesud Hazretlerinden mervi olduğuna göre; şiddetli açlık ve kaht seneleridir. Çünkü çok aç olan kimseye, gerek gözlerinin za fından ve gerek çok kuraklık ve kahtlık… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FÜŞV — Aşikâre ve zâhir olmak. Görünmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECHURİYE — Aşikâre olunmuş, açıklanmış, meydana konulmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TECAHÜR — Aşikâre olmak, açık ve belli olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BET' — Boynu uzun olmak. * Aşikâre ve zâhir olmak. Açık ve görünür olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DER-KÂR — f. Mâlum, âşikâre olan. * İçinde olan. İçte bulunan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HITAB — Sözü âşikâre ve yüzüne söylemek. * Seninle gayrin arasında olan kelâm … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUAYENE — Zâhir ve âşikâre olmak, görünmek, belli olmak. * Gözden geçirme, yoklama, kontrol etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTECAHİR — Yüksek sesle söyleyen. * Gizlemeyen. Aşikâre yapan. Açıktan günah işleyen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük