- oturtmak
- -i, -e
1) Oturma işini yaptırmak
Elini ayağını bağladım, bir köşeye oturttum.
- S. F. Abasıyanık2) Koymak, yerleştirmekKalemi aldım ve kâğıda yazının başlığını oturttum.
- Y. Z. Ortaç
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Elini ayağını bağladım, bir köşeye oturttum.
- S. F. AbasıyanıkKalemi aldım ve kâğıda yazının başlığını oturttum.
- Y. Z. OrtaçÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
rayına oturtmak — bir işi yoluna, yöntemine koymak, düzgün işler duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf oturtmak — karşı tarafa gerektiği yerde, beklenilmeyen bir durumda, esaslı ve gereken bir laf söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İCLAS — Oturtmak. Tahta çıkartmak. Padişahı tahta oturtmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
urnatmak — oturtmak, urnaşdırmak, yerleşdirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
olgutmak — oturtmak I, 260bkz: olhutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
olhutmak — oturtmak I, 260bkz: olgutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İKAME — Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskân eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dâva açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
benmari — is., Fr. bain marie Bir kabı kaynar suya oturtmak yolu ile içindekini ısıtma veya eritme yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
besi — is. 1) Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi 2) Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler Birleşik Sözler besi doku besihane besi hayvanı besi örü besi suyu aşırı besi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bindirmek — i, e 1) Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi. O. C. Kaygılı 2) e Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta… … Çağatay Osmanlı Sözlük