- oysaki
- bağ.
Oysa, hâlbuki
Oysaki daha önce onunla tanışmayı çok istemiştim.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Oysaki daha önce onunla tanışmayı çok istemiştim.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dölek — sf., ği, hlk. 1) Ağırbaşlı, uslu, ağır davranışlı Oysaki Fatih in dölek bir kişi olduğu belli, uzun uzun hazırlamış İstanbul un alınmasını, düşünmüş, hesaplamış da öyle girişmiş o işe. N. Ataç 2) Düz, engebesiz (toprak parçası) Dölek yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâlbuki — bağ., Ar. ḥāl + T. bu + Far. ki Oysa, oysaki Hâlbuki ben, ne o kadar ateşliyim ne de üşümek, donmak isterim . M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
meğer — bağ., Far. meger Bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış? A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
oysa — bağ. Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç tutmak — yemişin içi oluşmak Oysaki cevizlerin iç tuttuğuna bakılırsa yaz geçiyordu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük