- ödetmek
- -i, -e
Ödeme işini yaptırmak
Şimdi Yusuf, işte o faturayı ödetiyordu.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Şimdi Yusuf, işte o faturayı ödetiyordu.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
faturasını (birine) çıkarmak (veya ödetmek) — sorumluluğu birine yüklemek Halktan yana olduğun için de çok güç bir fatura ödetirler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakalatmak — ödetmek, ifa ettirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödetme — is. Ödetmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
resim almak — 1) bir şeyin resmini yapmak 2) resim çekmek 3) vergi ödetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırtından çıkarmak — (birinin) o kimseye ödetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir elle verdiğini öbür elle almak — yapar göründüğü bir iyiliği, sağladığı bir çıkarla ödetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAZMİN — Kefil olmak. * Zarar verdiği kimsenin zarar ve ziyanını ödemek. * Edb: Başkasına ait bir mısra veya beyti intihâl ve tevârüd olmaksızın kendi şiirine alma san atı. * Bir şeyi bir şeye dâhil etmek. * Zararı ödetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük