- açıkça
- zf.
Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde
Düşündüğümü açıkça söylemeyi tercih ettim.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Düşündüğümü açıkça söylemeyi tercih ettim.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ikrar etmek — açıkça söylemek, kabul etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasrih etmek — açıkça belirtmek Bunların hudutlarını iyi tasrih edememekle beraber ... eniştemizin kanaatlerine de sirayet etmiş olduğu görülüyordu. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzü seçilmemek — açıkça tanınmamak, belli belirsiz görünmek Işık arkadan geldiği için yüzü seçilmiyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından dökülmek — açıkça söylemekten çekindiği şey, konuşmasından belli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilan — is., Ar. iˁlān 1) Duyuru Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti. T. Buğra 2) Açıkça bildirme, açıkça duyurma Cumhuriyetin ilanı. Birleşik Sözler ilanıaşk ilan panosu ilan tahtası duvar ilanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasrîh — (A.) [ ﺢیﺮﺼﺕ ] açıkça belirtme. ♦ tasrîh etmek açıkça belirtmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Ottoman persecution of Alevis — Part of a series on Shi ah Islam and Twelvers Alevism Beliefs … Wikipedia
Rassismus-Turanismus-Verfahren — Im Rassismus Turanismus Verfahren (türkisch Irkçılık Turancılık davası, auch Turkismus Turanismus Verfahren genannt) vom 7. September 1944 bis zum 29. März 1945 wurden 23 politische Persönlichkeiten des Turkismus und des Turanismus wegen… … Deutsch Wikipedia
Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число … Википедия
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük