örümcek

örümcek
is., -ği, hay. b.
1) Örümcekler takımından, ince bir ağ kurarak küçük böcekleri avlayan eklemli bir hayvan (Aranea)

Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor.

- Y. Z. Ortaç
2) Bu hayvanın ördüğü ağ
3) Yürüteç
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • örümçek — örümcek, I, 152 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • örümcek kuşu — is., hay. b. Örümcek kuşugillerden, orta boyda, tüyleri koyu kül rengi, siyah, beyaz, bazısında pembe veya koyu kırmızı benekler bulunan ötücü kuş (Lanius) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örümcek kuşugiller — is., ç., hay. b. Örümcek kuşu vb.ni içine alan ötücü kuşlar familyası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örümcek bağlamak — 1) (bir yer) üzerinde örümcek ağı olmak 2) mec. (bir yer) bir şey uzun süre kullanılmadan kendi hâline bırakılmış olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örümcek sarmak — (bir yeri) bir yer örümcek ağları ile dolmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örümcek kafalı — sf. Eskiye saplanıp yeniliklere düşman olan eskiye bağlanıp kalmış olan, geri düşünceli (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • orkamcı — örümcek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HADERNAK — Örümcek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ANKEBUT — Örümcek.(Resul i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Ebubekir i Sıddık (R.A.) ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gar ı Hira nın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi harika… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • çil — örümcek ağı ve toru bir nevi yaban tavuğu, ebras, ebreş yüzlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”