- patırtılı
- sf.
Patırtısı olan
Tam o sırada sakin suların içinden patırtılı bir motor sesi geldi.
- S. F. AbasıyanıkBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tam o sırada sakin suların içinden patırtılı bir motor sesi geldi.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gürültülü patırtılı — sf. Çok gürültülü ve karışık … Çağatay Osmanlı Sözlük
cafcaflı — sf. 1) Gösterişli, fazla şık, şatafatlı Ada vapuru yandan çarklı / Bayraklar donanmış cafcaflı. M. C. Anday 2) Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli Taburda hem de muharebenin en cafcaflı yerindeydim. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
civcivli — sf. 1) Civcivi olan 2) mec. Gürültülü patırtılı, telaşlı Mahallem sakindir ama civcivli de bir mahalledir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
curcunalı — sf. Gürültülü, patırtılı, şamatalı (yer, ses, hava) Çok kıvrak, oynak, çok curcunalı ahenge hafif bir fasıla verilip... O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalgılı çağanaklı — sf. Eğlenceli, şarkılı, çalgılı, gürültülü patırtılı, neşeli Bunların çalgılı çağanaklı davetlere benzeyen bir tarafları yoktu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağdağalı — sf. Gürültülü patırtılı Sultan Mahmut devri, imparatorluğun dağdağalı ve çok dertli bir zamanıydı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültülü — sf. 1) Gürültüsü olan Dışarıdaki sofadan kalınlı inceli, gürültülü sesler işitildi. P. Safa 2) Karışık olaylarla dolu Gürültülü bir yaşayış. Birleşik Sözler gürültülü patırtılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
patırdamak — nsz Patırtılı ses çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
patırdatmak — i Patırtılı ses çıkartmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şamatalı — sf. Gürültülü, patırtılı Ben kendim, ırk ve din ayrılığına bakmadan bu şamatalı politika dünyasında daima insanların birliğine inanıyordum. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük