şamar patlatmak — aniden güçlü bir tokat atmak Sağ avcumun bir şamar patlatmak için nasıl kaşındığını hâlâ unutmuyorum. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çömlek patlatmak — çocuk oyunlarında ebeyi yanıltmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
espri patlatmak — konuşma sırasında, beklenilmedik anda, ortama uygun hoş, nükteli veya ilginç söz söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mısır patlatmak — cin mısırını kalburda ve ateş üzerine tutarak patlamasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödünü koparmak (veya patlatmak) — (birinin) çok korkutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
taban tepmek (veya patlatmak) — uzun yol yürümek Her akşam gazete başına kırk para kazanmak için şehrin dört bir köşesinden buraya kadar taban tepmek... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tokat atmak (veya patlatmak) — 1) el içi ile vurmak 2) argo dolandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
afyonunu patlatmak — argo (birinin) kendi keyfine dalmış olan birini öfkelendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber patlatmak — çok önemli bir haberi ilk kez açıklamak Bu haberi patlatacak olan gazete en az bir hafta gündemi belirlemiş olacak. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa patlatmak — bir konu üzerinde pek çok düşünmek Sen sabahtan akşama kadar rahat rahat oturuyorsun, ben kafa patlatıyorum. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük