- peklik
- is., -ği
1) Pek olma durumu2) Kabız3) Sağlamlık, dayanıklılık, dirençBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
peklik — (Zaqatala) ağılsız … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
peklik — kabız … Beypazari ağzindan sözcükler
peklik çekmek — sürekli olarak güçlükle büyük abdest bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı peklik — is., ği Ağzı pek olma … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü peklik — is., ği Gözü pek olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabız olmak — peklik olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabız — is., bzı, Ar. ḳabż 1) Dışkının katılığı yüzünden büyük abdest bozamama veya güçlükle bozma durumu, peklik, kabızlık, ishal karşıtı 2) Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme 3) esk. Alma 4) esk. Kavrama, el ile tutma Birleşik Sözler ahzükabz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
munkabız — sf., esk., Ar. munḳabiż 1) Büzülmüş, toplanmış 2) Pekliği olan, peklik çeken 3) mec. Verimsiz, işe yaramaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şeref — is., Ar. şeref 1) Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur İnsanın şerefi. Yurdun şerefi. 2) Erdem, gözü peklik ve yetenekle kazanılmış iyi şöhret Kolay şöhret, güç sanatın şerefini daima kıskanmıştır. F. R. Atay Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
için için kaynamak — aşırı heyecan, gözü peklik ve hareket içindeyken bunu belli etmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük