pencere

pencere
is., Far. pencere
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık

Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım.

- R. H. Karay
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • pencere eteği — is. Pencere ile döşeme arasındaki bölüm …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pencere kanadı — is. Sabit veya menteşe yardımıyla açılıp kapanan pencere elemanı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pencere açmak — görüş açısı kazandırmak Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çift pencere — is. Yalıtkanlığı artırmak amacıyla üst üste kapanan iki kanat biçiminde yapılmış pencere …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz pencere — is., mim. Çatı katlarında veya kapı üstlerinde yuvarlak veya oval biçimli, genellikle süslü küçük pencere …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sağır pencere — is. Ses geçirmez özellikte yalıtılmış ve yapılmış pencere …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kör pencere — duvar oymakla oluşan girinti …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • tüyenk — pencere …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KÜYY — Pencere …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • tüñlük — pencere, ocak, baca gibi evdekl delikler, I I, 18; II I, 120, 127, 383 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”