perde

perde
is., Far. perde
1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü

Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü.

- Y. K. Karaosmanoğlu
2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey

Sinema perdesi. Karagöz perdesi.

3) İki yeri birbirinden ayıran bölme

Duvarın önüne çekilen tahta perdeye yapıştırılmış ilanlara bakıyordu.

- M. Ş. Esendal
4) Seste pes perde

Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı.

- A. Mithat
5) mec. Doğruyu görmeye engel olan şey

Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi.

6) hay. b. Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
7) müz. Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
8) müz. Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
9) tıp Katarakt

Gözlerine perde inmiş.

10) tiy. Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri

Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti.

- M. Ş. Esendal
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • perde — reperde saperde …   Dictionnaire des rimes

  • perde — obs. form of pard, a panther …   Useful english dictionary

  • perde perde — zf. Yavaş yavaş Perde perde, döne döne dans eder gibi daireler çizerek dağılırdı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • PERDE-İ CÜMUD — Donmuş, katı perde. * Mc: Alem, tabiat. * Akıl ve hissiyatı kendisi ile meşgul edip, dini ve ulvi hakikatlardan ayıran, gaflet veren perde …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • perde arkası — is. Bir şeyin görünürde olmayan gizli yanı Bir gün gelecek, işlerin aslını, perde arkasını bilenler... T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • perde ayaklılar — is., ç., hay. b. Kaz, ördek, martı gibi suda yüzen ve parmakları arasında perde bulunan kuşlar takımı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • perde çekmek — 1) bir şeyin önüne perde germek 2) gözlemek, örtmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • perde — 1 p.s. Prés. subj., 3 p.s. Prés. subj. perdre …   French Morphology and Phonetics

  • PERDE — f. Kapı, pencere gibi yerlere asılan veya iki yeri birbirinden ayıran, görünmeğe mâni olan şey. * Mc: Irz, namus, iffet.* Bir müzik parçasını meydana getiren seslerden herbirinin kalınlık veya incelik derecesi. * Bir sahne eserinin büyük… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • PES-İ PERDE — Perde arkası …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”