pısırık

pısırık
sf., -ğı
Tutuk, sünepe, aşırı çekingen, yüreksiz ve beceriksiz, girgin karşıtı

Beceriksiz mi beceriksiz, pısırık mı pısırık! A, ne yapayım ben böyle erkeği!..

- A. Ş. Hisar

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • pısırıklaşmak — nsz Pısırık olmak, pısırık duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • girgin — sf. Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı Kara kaş, kurnaz, girgin bir kadındı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pısırıkça — zf. Pısırık gibi, pısırığa yaraşır biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pısırıklık — is., ğı Pısırık olma durumu veya pısırıkça davranış Herkesten uzak duruşu, çekingenliğinden, pısırıklığından çok, birtakım sürtüşmelerden korunmak içindi. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sümsük — 1. sf., ğü, hlk. Uyuşuk davranan, miskin, aptal, mıymıntı, sünepe, pısırık (kimse) Beş yıl öncesine kadar kara kuru, sümsük bir kızken şimdi gelişivermiş bir dişi. H. Taner 2. is., ğü, hay. b. Sümsükgillerden, sivri gagalı, kısa bacaklı deniz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uyuz — is., tıp 1) Uyuz böceğinin, üst derinin altına girerek yaptığı kaşındırıcı, bulaşıcı bir deri hastalığı 2) sf., tıp Bu hastalığa tutulmuş olan Uyuz köpekler gibi ne arkadan geliyorsun? S. Birsel 3) mec. Hareketli, canlı olmayan, uyuşuk, pısırık,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”