- rastgele
- sf.
1) Gelişigüzel
Maazallah, birimize, kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü.
- H. Taner2) zf. Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan, gelişigüzel, lalettayin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Maazallah, birimize, kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına — rastgele yapılan plansız işlerde yöntem, kural aranmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağa sola — rastgele yerlere … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklına geleni söylemek — rastgele konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir o yana, bir bu yana — rastgele, birçok yere, çeşitli yönlere … Çağatay Osmanlı Sözlük
ARAZAN — Rastgele, tesadüfen, tevafukan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TESADÜFÎ — Rastgele. Tesadüf olarak. Tedbirsiz meydana gelmek suretiyle … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
deli dolu — sf. 1) İlerisini gerisini düşünmeden davranan, rastgele konuşan, patavatsız Bazı deli dolu sözlerine, çocuk sözleri gibi sevinerek gülüşüyoruz. R. N. Güntekin 2) Çok hareketli, aktif, enerjik 3) zf. İlerisini gerisini düşünmeden, rastgele,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
abur cubur — is. 1) Yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen şeyler Çocuklara abur cubur yedirmekten sakınılmalıdır. 2) sf. İşe yaramayan, boş Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider. H. Taner 3) zf. Yararsız bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çöpsüz üzüm — is. 1) Kusursuz ve uygun şey Bugüne kadar Karayamuklar ailesi tekelinde kalmış bir çöpsüz üzüm bütün nakit parası, malı ve şerefiyle rastgele birine kaptırılamazdı. R. N. Güntekin 2) Birlikte yaşayacak yakınları olmayan eş … Çağatay Osmanlı Sözlük