- avutmak
- -i
1) Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek
İnsanı sıkıntılı zamanlarda kitap kadar avutan bir şey yoktur.
2) OyalamakÇocuk annem diye tutturdu, güç avuttuk.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İnsanı sıkıntılı zamanlarda kitap kadar avutan bir şey yoktur.
Çocuk annem diye tutturdu, güç avuttuk.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
avutmak — teselli etmek, oyalamak … Beypazari ağzindan sözcükler
gönül avutmak — hoşça vakit geçirmek Gözünü ve gönlünü avutmak için türlü hoppalıklar yapıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini avutmak — oyalanmak Para kazanamadığın için para kazananları hor görüp alaya alarak kendini avutuyor olmalısın. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
teselli etmek (veya vermek) — avutmak, avundurmak Ne de olsa kadın kısmı teselli etmesini daha iyi bilirdi. H. Taner Zehra Hanım, Tevfik in ebesiydi ve onu çok severdi, arkasını sıvadı, teselli verdi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİMALE — Avutmak. Meylettirmek. Cezbettirmek. * Gönül almak. Çok mal sahibi olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aldatmak — i 1) Beklenmedik bir davranışla yanıltmak Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. P. Safa 2) Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. B. Felek 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ampütasyon — is., tıp, Fr. amputation 1) Bir organı kesip çıkarma 2) mec. Herhangi bir bütünden bir parça kesme veya koparma Londra sulh muahedesiyle Türk milletinin bünyesinde yapılan acıklı ampütasyonun canhıraş ıstırabını avutmak için burada halka bir avuç … Çağatay Osmanlı Sözlük
avutma — is. Avutmak işi, teselli … Çağatay Osmanlı Sözlük
avutuvermek — i Çabucak avutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğlemek — i 1) Durdurmak Deveniz gidiyordu eğleyemedim / Kıratın boşanmış bağlayamadım. Halk türküsü 2) Oyalamak Beni işler eğledi de vaktinde yetişemedim. 3) Avutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük