- riyazet
- is., esk., Ar. riyāżet
Nefsin isteklerini kırma
Karargâhta âdeta bir manastır hayatının riyazeti içinde yaşıyorduk.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Karargâhta âdeta bir manastır hayatının riyazeti içinde yaşıyorduk.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
RİYAZET-İ BEDENİYE — Cimnastik. Bedenî riyazet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
riyâzet — (A.) [ ﺖﺽﺎیر ] nefsinin isteklerine boyun eğmeden yaşama … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
RİYAZET — Nefsi kırma. Fani şeylerden nefsini çekerek kanaat içinde yaşamak. * Bir hastalıktan dolayı veya nefsini terbiye maksadıyla çok yemek ve içmeyi terkederek faydalı fikirlerle, ibadet ve ilimle meşgul olmak. Az gıda ile yaşamak. * İdman … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RİYAZAT — (Riyazet. C.) Nefsi terbiye maksadıyla az gıda ile geçinmek, nefsini hevesattan men ile faydalı fikir ve işle meşgul olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İRTİYAZ — Riyâzet yapma, nefsine eziyet etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SOFİ — Ehl i tasavvuf. Riyazet ve nefisle mücahede ile hakikate ermeğe çalışan. Tarikata mensub, mânevi kemâlât için çalışan. * Yanıltıcı, safsatacı. (Bak: İşrakiyyun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük