- sabırla
- zf.
Sabır göstererek, sabırlı davranarak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dantel — is., Fr. dentelle Her türlü iplikle örülen veya bir kumaşın kenarına işlenen türlü biçimde ince ve ağ görünümünde örgü, tentene Gözlerini açıp Maviş Hanımı elinde tığ, pencerenin önüne oturmuş, sabırla dantel örüyor görmüyor mu? A. İlhan Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabır — is., brı, Ar. ṣabr 1) Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç İki, üç akşamda bir, odasına uğrar, onun o sonu gelmez askerlik hatıralarını büyük bir sabırla dinlemeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatlı bela — is. Sevildikleri için verdikleri sıkıntı ve üzüntülere katlanılan kimse, tatlı kaçık Ayakaltında dolaşmaması şartıyla bu tatlı belaya sabırla tahammül eder. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tığ — 1. is., Far. tīġ 1) Dantel veya yün örmekte kullanılan, ucu çengelli kısa şiş Maviş Hanım ın elinde tığ, pencerenin önüne oturmuş, sabırla dantel üretir, görmüyor mu? A. İlhan 2) Biz (II) 3) Demirci ve tesviyecilerin delikleri büyütmek veya eşit… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahkaha atmak — yüksek sesle gülmek Herkesin gevezeliğini sabırla dinledi, sonra o gevrek kahkahalarından birini atarak ilerledi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
cefaya katlanmak — sıkıntı veya üzüntüyü sabırla karşılayıp tahammül etmek Hediye istemezler, fazla kıskanmazlar, cefaya katlanırlar, can sıkmazlar. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
akarına bırakmak — işin sonucunu sabırla beklemek, doğal gelişmeyi beklemek İçeriğin nasıl aktarılacağına dikkat etmiş, dilin olanaklarını akarına bırakmıştır. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük