- salahiyet
- is., esk., Ar. ṣalāḥiyyet
Yetki
... beni buraya alırken geniş salahiyet verdi.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
... beni buraya alırken geniş salahiyet verdi.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
salahiyet — salâhiyet : yetki; bir davaya bakabilme … Hukuk Sözlüğü
salâhiyet — (A.) [ ﺖﻴﺣﻼﺹ ] yetki … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
SALAHİYET — Bir işe karışmağa veya o işi yapmağa hakkı olmak, vazifeli olmak, bir iş için emir almış olmak. * Bir dâvaya bakabilmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ADEM-İ SALÂHİYET — Salâhiyetsizlik, yetkisizlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Osmanische Verfassung — Titelblatt des Ḳānūn ı Esāsī mit abgebildetem Staatswappen (Tughra Abdülhamids II.), Istanbul 1876/1877[1] Die Osmanische Verfassung (osmanisch قانون اساسی … Deutsch Wikipedia
yetki — is. Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa ya devretmişti. T. Buğra Birleşik Sözler yetki belgesi yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
HUTBE — İlâhi emir ve nehiyleri cemaate beyan ve ihtar etmek. Cuma veya bayram namazlarında müslümanlara hatibin İlâhi ve şer i emirleri hatırlatan sözleri. (Hatib, bu hutbeyi söylemeye Halife veya İslâm Devlet Reisinden vazife ve salâhiyet almıştır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SALAHİYETDAR — f. Vazifeli, salahiyet sâhibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SELAHİYET — (Bak: Salâhiyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEKLİF — Zor birşey istemek. Bir vazife ileri sürmek. * Sıkılgan ve resmi davranış. İçli dışlı olmayan çekingen muâmele. * Vergi yüklemek. * Vazife vermek. * Cenab ı Hakk ın, insanları, emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi. * Fık:… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük