fiyat ayarlamak — para değerindeki değişiklik ve başka ekonomik şartlar dolayısıyla fiyatları düzenlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dozunu ayarlamak — 1) ilacın ölçüsünü aşmamak, gerektiği kadar vermek 2) ölçüyü aşmamak, aşırı davranmamak Saygının ve sevginin dozunu iyi ayarlayabilmeli insan. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağızlamak — i, den. 1) Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak 2) tek. Bir parçayı yuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzını ayarlamak 3) hlk. Bir işi kolaylamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayarlama — is. Ayarlamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayarlayıvermek — i Çabucak ayarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
basınçlamak — i Hava taşıtlarında, insan organizması için yeterli basınç düzeyini sağlamak veya ayarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
doz — is., Fr. dose 1) Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse... Ç. Altan 2) kim. Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiyat — is., Ar. fīˀāt 1) Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım. Ö. Seyfettin 2) ekon. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı 3) ekon. Bir değer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akort etmek (veya yapmak) — çalgıların seslerini ayarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri almak — 1) öne almak 2) saati önceki vakte almak, öne ayarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük