sanmak

sanmak
nsz, -ır
1) Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek

Sahiden hasta sanıyorlar, tebdilihava tavsiye ediyorlardı.

- S. F. Abasıyanık
2) Gibi gelmek, farz etmek

Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı.

- P. Safa
3) Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek

Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı.

- A. İlhan

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • sanmak — saymak, sayılmak; sanmak, I, 68; I I, 28bkz: sak ış, sakmak, samak, sanamak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • elifi mertek sanmak — çok cahil olmak Bir şişe görürsün, üstünde ilaç yazar. Benim gibi elifi mertek sanan takımdansan şurup sanır içersin, zehirlenir ölürsün. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Karamürsel sepeti sanmak — bir kimse veya şeyi ufak, önemsiz saymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • her gördüğü sakallıyı babası sanmak — şaka görünüşe aldanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • adam sanmak — karşısındakine olduğundan fazla değer verme yanlışına düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini bir şey sanmak — kendini olduğundan çok değerli görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini matah sanmak — kendini olduğundan daha fazla değerli kabul etmek Bunu kendini matah sanmış bir Batılı aydın olmanın kefareti olarak yaptığını söylemiş. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canım dese canın çıksın diyor sanmak — birinin en gönül okşayıcı sözleri bile kendisine dokunmak, batmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir şey sanmak — bir kimseyi, bir şeyi, bir yeri gerçeğinden, olduğundan başka türlü düşünerek hayal kırıklığına uğramak, değerlendirmede yanılmak Tüccar deyince biz de onu bir şey sandık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sanısına kapılmak — sanmak, zannetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”