kalbine saplanmak — yüreğine saplanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
batağa saplanmak — içinden çıkılması güç bir durumda olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak gibi saplanmak — sancı, ağrı birden ve güçlü olarak gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğine saplanmak — aşırı derecede acı duymak, içine oturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sançılmak — saplanmak, sanc ılmak; (asker, ordu) yenilmek. II, 231 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sapılmak — saplanmak, birisi giderken yan ına takılmak, katılmak II, 120 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
batak — is., ğı 1) Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar. F. R. Atay 2) Kötü durum, içinden çıkılmaz iş Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça… … Çağatay Osmanlı Sözlük
batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak — is., ğı 1) Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı. 2) Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç Basımevi bıçağı. Birleşik Sözler bıçaksırtı bıçak sırtı çatal bıçak takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakılmak — e 1) Çakma işine konu olmak Ceketini serginin tahtasına çakılmış çividen alır, omuzlarına bırakır. S. F. Abasıyanık 2) Hızla düşüp saplanmak Uçak dağa çakıldı. 3) nsz, argo Ortaya çıkmak, farkına varılmak, anlaşılmak Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük