... ruhunda, dimağında, sinirlerinde kalan o sarhoşluğa benzer lezzet bozulacak sanıyordu.
- Ö. SeyfettinDeniz rüzgârı yüzümdeki sarhoşluğu yıkadı.
- Y. Z. OrtaçÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
SEMEL — Sarhoşluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUMAR — Sarhoşluk veren ve haram olan içkiden sonra gelen baş ağrısı. * Sersemlik. * Bir şeyin acısı burnundan gelmesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEKERAT — Sarhoşluk. * Hayretler. şiddetler. * Mestlikler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEKRE — Sarhoşluk. * Şaşkınlık. * Şiddet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEMADİR — Sarhoşluk vaktinde veya uyku geldiğinde göze ârız olan zayıflık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEYLEM — Sarhoşluk veren ve bazan buğdayların arasında çıkan siyah bir tohum … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
abla — is. 1) Bir kimsenin kendinden büyük olan kız kardeşi 2) Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye abla! A. M. Dranas 3) argo Genelev veya randevuevi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayılmak — nsz 1) Sarhoşluk, baygınlık vb. bir durumdan kurtulmak, kendine gelmek 2) mec. Aklı başına gelip gerçeği görmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayılıp bayılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaldırmak — nsz 1) Çalma işini yaptırmak Bunların istedikleri çalgı çaldırmak değil, sarhoşluk etmek, ağız tadı ile kavga çıkarmaktır. M. Ş. Esendal 2) i Hırsıza kaptırmak Saatimi çaldırdım … Çağatay Osmanlı Sözlük
çılgınlık — is., ğı Aşırı davranış Yeşil gözlerinde mahmurluk, sarhoşluk ve çılgınlığa benzer acayip pırıltılar vardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
