- sarınmak
- -e
Kendi üstüne sarmak
Davut ile Ali paltolarına, kaşkollarına sarınıp caddeye çıktılar.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Davut ile Ali paltolarına, kaşkollarına sarınıp caddeye çıktılar.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sarınmak — bir şeyi sarınmak, örtünmek; bir işe sanlmak II, 151 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sarlanmak — sarınmak, sarılmak. I I, 246 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bürünmek — e 1) Bürüme işine konu olmak Dağ başı sise büründü. 2) Sarınmak, örtünmek Annem, babaannem, halalarım çarşaflarına bürünmüşlerdi. O. Kemal 3) Bir görünüşe girmek Unutmak istediğim eski kimliğime bürünüvermiştim. O. Pamuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarınma — is. Sarınmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dulda tutmak — örtünmek, koruyacak biçimde sarınmak Bulgar dağında yatarım / Yorganı dulda tutarım. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
urunmak — pişman olup vurunmak, dövünmek;sarınmak, örtünmek I, 201 dikilmek, kalkmak I, 201 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini