sarsıntı — is. 1. Bərk zərbə nəticəsində tərpənmə, lərzəyə gəlmə, yerindən oynama; titrəyiş, zəlzələ. Yer sarsıntısı (zəlzələ). – . . Möhkəm bünövrəsi olan bir binanı hansı sarsıntı uçura bilər? S. R.. 2. məc. Həyəcan. Deyirsən, dərd oldu bizə eşqimiz;… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
sarsıntı geçirmek — beklenmedik bir olaydan çok etkilenmek, üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
artçı sarsıntı — is. Artçı deprem … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEZELZÜLÎ — Sarsıntı ile alâkalı. Sarsıntı nev inhden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEZELZÜL — Sarsıntı. * Sarsılma, deprenme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
amortisör — is., Fr. amortisseur 1) Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı vb. hareketleri en aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye yarayan düzen 2) Bu düzeni kuran öge, cihaz, yumuşatmalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
artçı — is. 1) Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket 2) ask. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar 3) sf. Arkadan gelen, sonra olan, öncü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
artçı deprem — is. Asıl depremden sonra meydana gelen şiddet ve büyüklük bakımından daha küçük olan deprem, artçı sarsıntı, artçı şok … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek yitimi — is., tıp 1) Büyük sarsıntı, humma yüzünden belleğin bozulması veya kaybolması biçiminde beliren ruh hastalığı, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi 2) Belleğin kısa bir süre durup işlememesi, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
deprem — is., coğ. Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele Birleşik Sözler deprem bilimi deprem bölgesi depremçizer deprem… … Çağatay Osmanlı Sözlük