- aydınlatıcı
- sf.
1) Aydınlık verici2) mec. Bir sorunla ilgili gerekli bilgileri veren
Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır.
- Anayasa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır.
- AnayasaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MEŞ'ALE — Aydınlatıcı âlet. Lâmba, kandil. Ucunda ateş yanan değnek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Adhan — This article is about the Islamic call to prayer. For the settlement in Ras al Khaimah, see Adhan, Ras al Khaimah … Wikipedia
açıklamak — i 1) Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek, afişe etmek 2) Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek Bakan, bu konuda düşüncelerini açıkladı. 3) Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlatıcılık — is., ğı Aydınlatıcı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarpıcı — sf. 1) Etkili 2) zf. Etkili bir biçimde Ne kadar küçük olursa olsun, bu ona pek çarpıcı ve aydınlatıcı geliyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüketici — is. 1) Mal ve hizmetlerden yararlanan, satın alıp kullanan, tüketen kimse, yoğaltıcı, müstehlik, üretici karşıtı Devlet tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır. Anayasa 2) sf., mec. Bitiren, mahveden Birleşik Sözler tüketici sayacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ışık tutmak — 1) bir yeri ışıkla aydınlatmak Biraz evvel bize ışık tutan sakallı adam bu hareketime dikkat etmişti. R. N. Güntekin 2) düşüncesiyle kılavuzluk etmek, konuyu aydınlatıcı düşünceler söylemek, tutacağı yolu göstermek Gökalp, bu odada her gün yeni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
EFRUZ — f. (Efruhten: Tutuşturmak, ziyalandırmak mastarının emir kökü) Şule. Aydınlatıcı. Parıltı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük