- saymak
- -i, -ar
1) Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak
Nara sormuşlar: - Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne -demiş.
- B. R. Eyuboğlu2) Sayıları arka arkaya söylemekBirden ona kadar saymak.
3) Herhangi bir sıraya koymak, herhangi bir sırada yer aldığını kabul etmekArtık kışı geçti sayabiliriz.
4) Herhangi bir şey, yerine koymak veya herhangi bir şey gözüyle bakmak, addetmekHer çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi.
- Pir Sultan Abdal5) Varsaymak, tutmak, farz etmekElimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden?
- H. Taner6) Arka arkaya söylemek, sıralamakBirinin iyiliklerini saymak.
7) Ödemek, peşin vermekİki bin lira saydı, bana bir küpe aldı.
- M. Ş. Esendal8) mec. Geçer tutmakBunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim.
9) mec. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye veya bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmak, saygı göstermek, sözünü dinlemek, hürmet etmekAnam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım.
- M. Ş. Esendal10) mec. Önemsemek11) mec. Gibi görmek, kabul etmekArzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar.
- A. Gündüz12) mec. Hesaba katmak, dikkate almakBundan önce verdiğimi saymıyor musun?
Birleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nabzını saymak — bir dakikadaki kalp atışını saymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
geri saymak — geriye doğru saymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fasulye gibi kendini nimetten saymak — (biri) kendine çok değer vermek, kendini bir şey sanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meşru saymak — geçerli bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mübah görmek (veya saymak) — hoş görmek, sakıncasız bulmak Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun? P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödev bilmek (veya saymak) — bir şey yapmayı kendisi için yerine getirilmesi zorunlu bir iş olarak kabul etmek, borç bilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sövüp saymak — aralıksız küfürler sıralamak, uzun uzadıya söverek yermek Kılıksız kıyafetsiz adamlardan biri güya kapımızdan içeri dalarak bize sövüp saymaya başlamış sanırdım. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
üvey evlat gibi tutmak (veya saymak) — horlanmak, haksızlık etmek, iyi davranmamak Sanatçıyı üvey evlat sayma huyumuz yine değişmedi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaaf saymak — eksiklik olarak görmek Öteki, bütün bunları bir zaaf sayarak bu sefer ondan borç almış, ödememiş. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalga saymak — 1) boş ve aylak durmak 2) yersiz ve gereksiz şeylerle uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük