akımölçer — is., fiz. Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, amperölçer, ampermetre … Çağatay Osmanlı Sözlük
alet — is., Ar. ālet 1) Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne 2) Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıcı — is. 1) Satın almak isteyen kimse, müşteri 2) Kendisine bir şey gönderilen kimse 3) fiz. Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren aygıt Radyo alıcısı. 4) fiz. Almaç 5) sin., TV Kamera 6) hlk. Azrail Birleşik Sözler alıcı kuş alıcı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
analizör — is., Fr. analyseur Analiz yapan cihaz, aygıt veya organ … Çağatay Osmanlı Sözlük
aspiratör — is., Fr. aspirateur 1) Havadaki duman, is, koku vb. yabancı maddeleri emerek dışarı atan aygıt, emmeç 2) Kendisine bağlanan bir kabın içindeki gazı seyreltmeye veya sıkıştırmaya yarayan, içinden bir sıvı geçirilerek çalıştırılan araç, emmeç … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlıkölçer — is., fiz. Birim zamanda bir yüzeyin birim alanına düşen ışık enerjisini ölçmekte kullanılan aygıt, lüksmetre … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayırıcı — is. 1) Ayırma özelliği veya gücü olan şey Renk ayırıcı aygıt. 2) fiz. Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç … Çağatay Osmanlı Sözlük
azotometre — is., kim., Fr. azotomètre Bir organik maddede bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt, azotölçer … Çağatay Osmanlı Sözlük
bobin — is., Fr. bobine 1) Makara 2) Fotoğraf filmi rulosu Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir. S. Birsel 3) Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu 4) fiz. İçinden elektrik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyülteç — is., ci Fotoğraf ve resim büyültmeye, büyültüp basmaya yarayan aygıt, agrandisör … Çağatay Osmanlı Sözlük