- sedye
- is., İt. sedia
Hasta veya yaralı taşımaya yarayan katlanabilir hasta yatağı, teskere
Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çıkarılmak — nsz Çıkarma işine konu olmak Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
levazım — is., ç., Ar. levāzim 1) Değişik iş kollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler Anadolu şehirleri, kasabaları, köyleri harıl harıl levazım gönderdiler. Y. K. Beyatlı 2) Gerekli araç ve gereçleri sağlayan büro Hayri Efendi ayakta bekledi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sedyeci — is. Sedye taşıyan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
sedyelik — sf., ği Sedye ile götürülebilecek durumda olan Sedyelik hasta. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sedyelik olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teskere — is., esk., Far. deskere 1) Sedye 2) Yapılarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç … Çağatay Osmanlı Sözlük
GINSBURG, EVGENIA SEMIONOVA — (1906–1978), Russian writer; mother of the writer Vasili Axenov. She was born in Kazan and spent the years 1937–48 in prisons were she wrote the poem And again like grown white Jews (I vnov kak sedye evreii) on 31 of October 1937. The refrain of… … Encyclopedia of Judaism