- serili
- sf.
Serilmiş, yayılmış
Başını, masanın üzerine serili bir plana eğdi.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Başını, masanın üzerine serili bir plana eğdi.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Serili — ISO 639 3 Code : sve ISO 639 2/B Code : ISO 639 2/T Code : ISO 639 1 Code : Scope : Individual Language Type : Living … Names of Languages ISO 639-3
necessarily — ne|ces|sar|i|ly W2S1 [ˈnesısərıli, ˌnesıˈserıli US ˌnesıˈserıli] adv 1.) not necessarily possibly, but not certainly ▪ That is not necessarily true. ▪ Expensive restaurants aren t necessarily the best. ▪ Having this disease does not necessarily… … Dictionary of contemporary English
kerpiç — is., ci 1) Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla 2) sf. Bu tuğladan yapılmış Kerpiç evler, ipe serili çamaşırlar gibi ay ışığında sallanıyorlar. P. Safa Birleşik Sözler samanlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pamuk — is., ğu, bit. b., Far. panbuḳ 1) Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium) 2) Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı 3) Bu tellerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuhaflaşmak — nsz 1) Tuhaf olmak, tuhaf duruma gelmek 2) Şaşırmak Cilalı parkelere serili yol halıları üzerinde yürürken tuhaflaştı. R. H. Karay 3) Başkalaşmak, huyu değişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol halısı — is. Yolluk Cilalı parkelere serili yol halıları üzerinde yürürken tuhaflaştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
unnecessary — un|ne|ces|sa|ry [ʌnˈnesəsəri US seri] adj not needed or more than is needed unnecessary expense/cost/extravagance etc ▪ an unnecessary expense ▪ There s no point in taking unnecessary risks. ▪ We can t afford any unnecessary delays. ▪ Williams… … Dictionary of contemporary English
sve — ISO 639 3 Code of Language ISO 639 2/B Code : ISO 639 2/T Code : ISO 639 1 Code : Scope : Individual Language Type : Living Language Name : Serili … Names of Languages ISO 639-3