- ayıp
- is., -bı, Ar. ˁayb
1) Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış2) Kusur, eksiklik3) sf. Utanç verenBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ayıp etmek (veya yapmak) — yakışıksızca davranmak Getirilmenin sebebini bana sordun mu ayıp edersin! K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayıp kaçmak — uygun düşmemek Daha ne sözler ki açıklayamam burada, ayıp kaçar. M. Seyda … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayıp yerler — is., ç. Vücutta örtülü tutulması gereken yerler … Çağatay Osmanlı Sözlük
sorması ayıp olmasın (veya sorması ayıp) — sormak ayıp olmasın … Çağatay Osmanlı Sözlük
söylemesi ayıp — utanılacak bir durumun açıklanması sırasında kullanılan bir söz O zamana kadar hamallık, boyacılık, müvezzilik ve söylemesi ayıp hırsızlık yapmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp — yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp — insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir dirhem et bin ayıp örter — biraz kilo almak pek çok kusuru örter anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sormak ayıp olmasın — sorulması teklifsizlik sayılan bir şeyi sormadan önce özür dilemek için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Zİ'M — Ayıp … Yeni Lügat Türkçe Sözlük