sermek — sabretmek II, 7, 38 kızmak, çıkışmak, sertelmek, sert ve kaba söz söylemek, I I, 38, 39; II I, 181bkz: sar ılmak, sarmak, sürmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Dražen Sermek — Full name Dražen Sermek Country Slovenia Born January 30, 1969(1969 01 30) Osi … Wikipedia
pöstekisini sermek — (birinin) döverek kımıldamayacak duruma getirmek, pestilini çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sergi sermek — kurutmak veya göstermek için bir şeyi düz bir yere yaymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatak yapmak (veya sermek) — yatacak yer hazırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
leşini sermek — (birinin) öldürmek Evin içini allak bullak edip leşini gözünün önüne sereyim mi? S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
öne sermek — ortaya koymak, meydana çıkarmak, göstermek Yendiğimiz orduların bize üstün gelişi, bu çok acı hakikati önümüze serdi. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
postu sermek — gittiği yerde uzun süre kalmak Sabiha Hanım ı eğlendirmek bahanesiyle konağa postu sermiş. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
abayı sermek — 1) (bir yere) istenilmediği hâlde teklifsizce yerleşmek 2) (bir yere) uzun süre yerleşip kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz (veya gözler) önüne sermek — açıklamak, sergilemek, göstermek, tanıtmak Adı duyulmamış, şiiri bilinmeyen gençleri tutar, gözler önüne sererdi … Çağatay Osmanlı Sözlük