serpinti

serpinti
is.
1) Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm

Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu.

- S. F. Abasıyanık
2) Damlacıklar, tanecikler durumunda, azar azar yağan yağmur veya kar, çilenti
3) mec. Bir şeyin etkisi azalarak kalan veya gelen kısmı

Radyasyon serpintisi.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • sipkel — serpinti. irtişaş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çilenti — is. Hafif yağmur, serpinti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sepelemek — nsz Kısa süreler içinde ve serpinti hâlinde yağmak, dökülmek, serpelemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • REŞAŞ — (Reşâşe) Serpinti ve toz gibi ince yağmur …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • REŞŞ — Serpmek, püskürtmek. * Serpinti, serpintili yağmur, çisilti …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • RİŞAŞ(E) — Döküntü, serpinti …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”