- sıkmak
- -i, -ar
1) Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor.
- Ö. Seyfettin2) Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmakLimon sıkmak. Üzüm sıkmak.
3) Dar gelmekBelimi sıktı kemer.
- Halk türküsü4) Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmekYangına su sıkmak.
5) Silahla ateş etmekKüçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş.
- H. R. Gürpınar6) Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamakÇocuğu çok sıkıyorlar.
7) mec. Sıkıntı vermek... ihtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım.
- Ö. Seyfettin8) mec. Yalan söylemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.