- sırma saçlı
- sf.
Saçları altın sarısı renginde olan
Son gülün karşısında son bülbül ah ederken / Sırma saçlım bu sabah bahçeme geldi erken
- F. N. Çamlıbel
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Son gülün karşısında son bülbül ah ederken / Sırma saçlım bu sabah bahçeme geldi erken
- F. N. ÇamlıbelÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur — kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur — bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kel — sf., Far. kel 1) Saçı dökülmüş olan (kimse) 2) mec. Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki) Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu. S. F. Abasıyanık 3) mec. Gelişmemiş, cılız (bitki) Kel bir ağaç. 4) mec. İçinde az eşya bulunan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör — sf., Far. kūr 1) Görme engelli Körü körüne duygululuk sanatçıyı da körün değneğiyle yolunu araması gibi zavallı duruma düşürür. N. Cumalı 2) Keskinliği yeterli olmayan Kör bıçak. Kör makas. 3) Az aydınlık veren Sahanlığın üstünde bir kör kandil… … Çağatay Osmanlı Sözlük