- sırsıklam
- sf.
Büsbütün ıslak, çok ıslak, sırılsıklam
Yağmur altında sırsıklam gelip yine pazar yoluna çömelmiş.
- Y. K. KaraosmanoğluBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yağmur altında sırsıklam gelip yine pazar yoluna çömelmiş.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sırsıklam âşık — is., ğı Sırılsıklam âşık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırsıklam olmak — çok ıslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
âşık — sf., kı, ğı, Ar. ˁāşiḳ 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse) 2) is. Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad 3) is. Halk ozanı Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırılsıklam — sf. Büsbütün ıslak, çok ıslak, sırsıklam Birleşik Sözler sırılsıklam âşık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sırılsıklam olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırılsıklam âşık — is., ğı Delicesine sevdalı, tutkun kimse, sırsıklam âşık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ter — is. Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler alın teri ayak teri ecel teri Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük