- sokmak
- -i, -ar
1) İçine veya arasına girmesini sağlamak2) -e Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak
Bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu.
- F. R. Atay3) Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak4) Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya ısırmak, zehirlemekOtların arasında bacaklarını yılan sokar.
- R. N. Güntekin5) -e, nsz Yasak bir malı gizlice getirmek veya götürmekÜlkeye kaçak eşya sokmak.
6) mec. Belli etmeden kötü bir malı vermekSatıcı, elmaların çürüklerini sokmuş.
7) -e, nsz, mec. Konuşma sırasında bir sözü, soruyu veya düşünceyi söyleyivermekAsım, fikrini birçok sözlerle sağlamlamaya uğraşırken, araya -Olmaz mı dersiniz, ne dersiniz?- gibi sualler sokuyor, cevap istiyordu.
- R. H. Karay8) mec. Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemekBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.