sökmek

sökmek
-i, -er
1) Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak

Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür.

- Y. Kemal
2) Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak

Makineyi sökmek.

3) Rüzgâr, sel, akarsu, bir şeyi yerinden çıkarmak, götürmek
4) Geçip gitmeye engel olan zorlukları atlatmak

Araba çamuru sökemedi. Gemi akıntıyı söktü.

5) Karışık bir yazıyı okumak

Çok okunaksız bir yazı. Ben söker gibi oldum.

- H. Taner
6) nsz Balgam vb.nin çıkması, akması kolaylaşmak
7) Ayırmak, uzaklaştırmak, vazgeçirmek

Saplandığı fikirlerden sökemezdiniz.

- Y. Z. Ortaç
8) -den Örülmüş, dikilmiş şeyin, örgüsünü veya dikişini ayırmak
9) mec. Okuyabilme becerisini kazanmak

Bunların Fransızcasını sökmek bir mesele, manalarını sökmek ikinci bir meseledir.

- R. N. Güntekin
10) nsz, argo Geçmek, etki yapmak

Ne yaparsın, dedi, burada böyle söküyor!

- F. R. Atay
11) nsz, tkz. Gelmeye başlamak veya çıkagelmek

Şermin'le Nermin tam bir saat sonra yani saat beş buçukta söktüler.

- H. E. Adıvar
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • sökmek — sövmek I, 27bkz: sögmek sökmek, yarmak, yırtmak; diz çökmek, I, 444; I I, 21, 22 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • tan ağarmak (veya atmak veya sökmek) — gün doğmaya başlamak, şafak sökmek Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • okumayı sökmek — okula yeni başlayan öğrenci, verilen eğitim sonrası okumaya başlamak, okuma becerisini kazanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şafak sökmek — sabahleyin ortalık aydınlanmaya başlamak Şafak sökerken evden çıkıyor, akşam karanlığında dönüyordu. R. Enis …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatır çatır sökmek — bir şeyi zorlayarak yerinden söküp çıkarmak Ben, altın dişini çatır çatır söktüklerini gözlerimle gördüm. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kök sökmek — çok çetin iş görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yazıyı çıkarmak (veya sökmek) — okuyabilmek Benim yerinden dahi kımıldatmaya gücümün yetmediği Afrika seyahatnamesini yere indirtir, kendim de yere uzanır, gözlerim ağrıyıncaya kadar yazıları sökmeye çalışırdım. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tırnaklarını sökmek — (birinin) elindeki güçten yoksun bırakmak, etkisini yok etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ciğerini sökmek — (birinin) bir kimseyi çok büyük zararlara uğratmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dişini sökmek — (birinin) kötülük edemeyecek duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”