sönmek

sönmek
nsz, -er
1) Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak

Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu.

- T. Buğra
2) Parlaklığını, ışığını yitirmek
3) Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek

Balon söndü.

4) jeol. Yanardağ etkinliğini yitirmek
5) mec. Duygular dinmek, yatışmak, etkisini yitirmek

Öfkeleri bir yaz fırtınası gibi birdenbire sönüverdi.

- Ö. Seyfettin
6) mec. Gerilemek, parlaklık ve önemini yitirmek

Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü.

- R. N. Güntekin
7) mec. Ses duyulmaz olmak
8) mec. Tükenmek, yok olmak, yitmek

Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden artakalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş.

- S. Birsel
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • ikbali sönmek — daha önce iyi olan durum veya işi bozulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sabunköpüğü gibi sönmek — gösterişli olmakla birlikte en hafif bir etki ile yok olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ocağı sönmek — aile dağılmak, yok olmak, çoluk çocuk yok olmak Aşk tuzakları birçok ocakların sönmesine sebep olmuştur. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıldızı sönmek — ününü yitirmek Bu gecelerin artık benzi soluyor, talihi kararıyor, yıldızı sönüyordu. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ümidi sönmek — umudu kalmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü sönmek — kör olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üçmek — sönmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateşi uyandırmak — sönmek üzere olan ateşi canlandırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • odunmak — sönmek, I, 200bkz: udınmak, udunmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • udınmak — sönmek, II I, 26bkz: odunmak, udunmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”