- suçlamak
- -i, -le
Bir kimsenin herhangi bir suç işlediğini öne sürmek, itham etmek
Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
itham etmek — suçlamak, suçlu görmek Ortada Nihat Efendi yi itham edecek hemen hemen hiçbir delil yok. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
suçlama — is. Suçlamak işi, itham Hemen hemen her faturasının karşısında bir başka fatura, her suçlamaya da bir karşı suçlama vardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
can atmak — şiddetle arzu etmek, çok istemek Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
talihine küsmek — kötü bir durum veya olayla karşılaşıldığında yalnızca talihi suçlamak Talihimize küseriz ama millî menfaat prensiplerinin bizim yüzümüzden kötülenmesini istemeyiz. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
üste çıkmak — 1) suçlu olduğu hâlde karşısındakini suçlamak 2) zeytinyağı gibi üste çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eteğini başına atmak (veya sarmak) — birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklının köşesinden geçmemek — hiçbir zaman düşünmemek Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ithâm — (A.) [ مﺎﻬﺕا ] suçlama, töhmet altında bırakma. ♦ itham etmek suçlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ta'n — (A.) [ ﻦﻌﻃ ] ayıplama, kınama, kötüleme, suçlama. ♦ ta n edilmek ayıplanmak, kınanmak, kötülenmek, suçlanmak. ♦ ta n etmek ayıplamak, kınamak, kötülemek, suçlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İTTİHAM — Suç altında bulunmak. Suçlamak. Töhmet altında olmak. Suçlandırmak. (İtham yerine de kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük