şandrama — ŞANDRAMÁ, şandramale, s.f. 1. Construcţie primitivă de scânduri; p. ext. clădire veche, dărăpănată, gata să se dărâme. 2. (reg.) Încăpere de scânduri, făcută de obicei în spatele casei şi care serveşte pentru păstrarea uneltelor, pentru… … Dicționar Român
eyvan — is., Far. eyvān 1) Teras, sundurma, ayvan 2) Bir tarafı dışarıya açık olan oda, ayvan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hangar — is., Fr. hangar Uçak, araba, tarım aracı vb. nesneleri barındırmaya yarar kapalı yer, sundurma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hangar gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F … Çağatay Osmanlı Sözlük
revak — is., esk., Ar. rivāḳ Üstü örtülü, önü açık yer, sundurma … Çağatay Osmanlı Sözlük
eyvân — (F.) [ ناﻮیا ] 1. ayvan. 2. sundurma. 3. çardak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
revak — (A.) [ قاور ] 1. sundurma. 2. çardak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ARİŞ — Samandan yapılan bir çeşit ev. * Çardak, asma çardağı. * Sundurma, takdim ettirme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÜNNE — Ev kapısı üstüne yapılan sundurma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çiçeklik — duvarda kireç veya tahtadan yapılan ufak sundurma … Beypazari ağzindan sözcükler