- suratsız
- sf.
1) Somurtkan2) Çirkin3) Aksi, huysuz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
süratsiz — sf. Sürati olmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ısrım kişi — suratsız, sıkıntilı adam I, 107 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
firavun — is., tar., Ar. firˁavn 1) Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan 2) İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir çeşit oyun 3) mec. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse Birleşik Sözler firavun faresi firavun inciri … Çağatay Osmanlı Sözlük
firavunluk — is., ğu 1) Firavun olma durumu 2) Firavunun görevi 3) mec. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hamhalat — sf. 1) Kaba saba, görgüsüz Hamhalat bir adam. 2) Verimsiz, çorak, kuru Demeye kalmadı yolumuzun iki yanında hamhalat, suratsız tarlalar peyda oldu. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kocakarılık — is., ğı 1) Kocakarı olma durumu 2) mec. Aksi, suratsız, geçimsiz, yaşlı bir kadın gibi olma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kocakarılığı tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meymenetsiz — sf. 1) Uğursuz 2) Suratsız, kılıksız, huysuz, ters (kimse) Birtakım uygunsuz, meymenetsiz heriflerle geziyormuş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
yelloz — sf. Ahlaksız, hafifmeşrep, şıllık (kadın) Gülsüm adında, suratsız, yelloz bir kız bulmuştu. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük