- azarlanmak
- nsz
Paylanmak, kötü sözle karşılaşmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
azar işitmek — azarlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
saparta (veya sapartayı) yemek — azarlanmak, terslenmek Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir? R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf işitmek — azarlanmak, birisi kendisine darılmak Kaç kere laf işittim bu yüzden, sineye çektim. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
azarlanma — is. Azarlanmak işi, paylanma … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırçalanmak — nsz 1) Fırça ile ovulmak, düzgünleştirilip parlatmak veya temizlenmek Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı. H. E. Adıvar 2) mec. Çok azarlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gagalanmak — nsz 1) Gagalama işi yapılmak 2) mec. Azarlanmak, hırpalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şamar oğlanına dönmek — yerli yersiz suçlanıp azarlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alabandayı yemek — argo adamakıllı azarlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
payını almak — 1) kendine ayrılanı almak İnsan için bunları bilmek, bunların seyrine dalmak, bunlarla yetinmek, bunlarla gülüp bunlarla sevişmek varken ve bu Tanrı ihsanı nimetlerden herkesin kendi payını alması kabilken... Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevbîh — (A.) [ ﺦﻴﺑﻮﺕ ] azarlama, azar. ♦ tevbîh olunmak azarlanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü