façuna etmek — sürtünme veya hava olaylarından korumak amacıyla halatı ince iple sarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İMTİRAS — Sürtünme, kaşınma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sürtünmesiz — zf. Sürtünme olmaksızın, sürtünme olmadan Nesnelerin böylesi bir hızla, sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç. L. Erbil … Çağatay Osmanlı Sözlük
akan yıldız — is., gök b. Güneş sistemi içinde hareket ederken dünya atmosferinin üst katmanlarına girip sürtünme sonucu ateş külçesi durumuna dönüşen küçük nesne, ağma, şahap … Çağatay Osmanlı Sözlük
balata — is., Alm. Balata 1) Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme kat sayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan madde 2) Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilye — is., İt. biglia 1) Çocukların oynamak için kullandığı taş, maden, toprak, cam vb.nden yapılmış küçük yuvarlak nesne, misket, zıpzıp 2) Motorlu taşıtlarda dönme veya sürtünme etkilerini azaltmak, aşınmayı ve enerji yitimini önlemek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
delk — is., esk., Ar. delk 1) Ovma, ovuşturma 2) fiz. Sürtünme … Çağatay Osmanlı Sözlük
kibrit — is., Ar. kibrīt 1) Bir ucu sürtünme sonucu yanabilecek birleşimde olan küçük tahta veya karton parçası Arada bir parlayıp sönen kibrit ışıklarında bağıra bağıra sövüp sayan erkekler... R. N. Güntekin 2) İçinde bu parçaları bulunduran küçük kutu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürtünüş — is. Sürtünme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük