- şetaret
- is., esk., Ar. şeṭāret
Sevinç, şenlik, neşe
Bu bedbinlik yerini çocukça bir şetarete bırakıyordu.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu bedbinlik yerini çocukça bir şetarete bırakıyordu.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
şetâret — (A.) [ ترﺎﻄﺵ ] neşe … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ŞETARET — Şenlik. Şatır ve şuh olmak. * Yarım olmak. * Göz ucuyla bakmak. * Hafiflik. (Ağırbaşlılığın zıddı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞATIR — (Şetaret. den) Neş eli. Şen. * Çevik. Hizmete koşup, her işe hazır bulunan. * Vaktiyle vezirlerin yanında giden asker … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
neşe — is., Ar. neşˀe 1) Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi. F. R. Atay 2) Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller neşesi kaçmak neşesini bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şenlik — is., ği 1) Şen olma durumu, şetaret Emine nin yüzüne öyle bir şenlik, çakırımsı şehla gözlerine öyle bir civeleklik geldi ki... O. C. Kaygılı 2) Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram Ne var ki bu şenlik gününde … Çağatay Osmanlı Sözlük