- şiddetlenmek
- nsz
Şiddeti giderek artmak, hızlanmak
Yağmur büsbütün şiddetlenmişti.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yağmur büsbütün şiddetlenmişti.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ateşlenmek — nsz 1) Ateşleme işine konu olmak 2) Vücut ısısı artmak 3) mec. Coşmak, kızışmak, şiddetlenmek Giderek tartışma daha da ateşlendi … Çağatay Osmanlı Sözlük
azışmak — nsz Gittikçe kızışmak, şiddetlenmek Kavga azıştı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızışmak — nsz 1) Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak 2) Bitkiler, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak Ot balyaları kızıştı. 3) Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek Aygır kızıştı. 4) mec. Zorlu, sert, kızışık bir durum almak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şiddetlenme — is. Şiddetlenmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeğinleşmek — nsz 1) Güç duruma gelmek, şiddetlenmek Ben akıntıya kapılmamak için son gücümü harcarken gittikçe yeğinleşen bir rüzgâr çıktı. 2) mec. Üstün duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yükselmek — nsz 1) Yükseğe çıkmak Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti. N. Cumalı 2) Fiyat, çoğalmak, artmak 3) Aşaması artmak 4) Unvan, rütbe vb. ilerlemek 5) mec. Güçlenmek, şiddetlenmek Sağdan soldan nargile… … Çağatay Osmanlı Sözlük