şimşekli fener — is., den. Çakar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşınlıg — şimşekli III, 50 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ARS — Şimşekli ve yıldırımlı bulut … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çakar — is., den. 1) Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener 2) Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
fener — is., Rum. 1) Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı. Ö. Seyfettin 2) Gemilere yol gösteren ışık kulesi Deniz, bu Japon… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıldırımlı — sf. Yıldırım oluşan, yıldırım düşen (hava) Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine çökmek — duygu, durum vb. bastırmak, kaplamak Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ARRAS — Gürleyen, şimşek çakan. * şimşekli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BARİK — Şimşek. Işık. Şimşekli bulut. Yıldırım parıltısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEVH-İ MAHV VE İSBAT — Bir tabirdir. Levh: Görünen ve ibret verici bir vaziyeti ifade eder. Mahv ise; o vaziyetin birden ortadan kalkması, mahvolmasını ifade eder. Gökyüzü bulutlarla kaplı, şimşek çakar, yağmur yağar bir levha halinde iken birden hava açılır, hiç bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük