tahammül — (A.) [ ﻞﻤﺤﺕ ] dayanma, katlanma. ♦ tahammül etmek dayanmak, katlanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tahammül etmek — dayanmak, katlanmak, kaldırmak Sanıyorum ki hep benim hatırım için bu hayata tahammül ediyor. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHAMMÜL — Yüklenmek. Bir yükü üstüne almak. * Sabretmek. Katlanmak. * Kaldırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEHAMMİL — Tahammül eden, katlanıp sabır ile kabul eden. Dayanabilen, kaldırabilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SABİR(E) — Tahammül eden, sabreden, bekleyen. Zorluğa karşı göğüs geren, hâlinden şikâyet etmeyip acı ve sızıya katlanan. Belâ ve musibete karşı şikâyet etmeyip Allah a (C.C.) şükreden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Hrant Dink — Condemnations* Tens of thousands of people marched in Istanbul from the Agos newspaper s office to the Taksim Square in a spontaneous protest of the assassination. According to the BBC, protesters chanted We are all Armenian, we are all Hrant… … Wikipedia
FERSA — f. Mahveden, yoran, aşındıran manasına kelimelere bitişir. Meselâ: Tahammül fersa $ : Tahammül bırakmayan. Tâkat fersa $ : Tâkatsız düşüren, tâkat bırakmayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEVKATTAHAMMÜL — (Fevk at tahammül) Tahammülün üstünde, tahammül edilmez, dayanılmaz, dayanılması imkânsız … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Maulana Rashid Ahmad Gangohi — Infobox Philosopher region = Islamic scholar era = Modern era color = #B0C4DE image caption = http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Shabbir Ahmad Usmani action=editEditing Shabbir Ahmad Usmani Wikipedia, the free encyclopedia name = Rashid… … Wikipedia
aleni — sf., Ar. ˁalenī Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. H. R. Gürpınar Birleşik Sözler aleni tadat … Çağatay Osmanlı Sözlük